18 Ekim 2014 Cumartesi



hani böyle yalnızlığın en koyu tonunda
en konuşması gereken susuşlarında
tek kelime bile dökülmezken ağzından;
ve gözyaşın bile soluk benizli yanaklarından süzülmezken;

16 Ekim 2014 Perşembe

boşluktaki binlerce avare


bendeki hastalık bu
adına yalnızlık demişler
kimin ne dediği umurumda mı sanki?

5 Ekim 2014 Pazar


benden sana yadigar 


bir kelimelerim var
çünkü bir tek o gelir elimden.

3 Mayıs 2014 Cumartesi

İstanbul Öncesi


Şairler İstanbul'u neden severler bilir misin?

İstanbul, varlığın en güzeli
Yokluğun en şiddetlisi...

İstanbul aşk
İstanbul hasret
İstanbul sevda

7 Nisan 2014 Pazartesi

GÜLÜŞÜ HİÇ BİTMEDİ


O gün, onu ilk gördüğümde anlamamıştım hayatımda ne kadar büyük yere sahip olacağını. Bildiğim hiçbir şey yoktu. Seviyor muydum o anda? Hayır. Sevmediğimi biliyor muydum? Hayır. Zaten bilmek gerekmiyordu, hissetmek yeterliydi. Ben de hissediyordum onda beni kendine çeken bir şeylerin olduğunu. 

Günler geçti, haftalar geçti, aylar geçti ve ben gittikçe yanında huzur bulacağım adamın o olduğunu anlamaya başladım. Gözümü kapatınca onu görür oldum. Sesi hep kulaklarımdaydı. O gülüşü... 

23 Mart 2014 Pazar


Nazım gibi sevmelisin beni
Parmaklıklar ardında bile sürdürülen bir sevgi gibi

Ya da Piraye gibi sevmeliyim seni

21 Mart 2014 Cuma



Aşk olsun kadehimdeki
Ve yalnız seni işitmeli kulağım

Radyoda çalan şarkıda bulmayım sözcüklerindeki sıcaklığı

19 Mart 2014 Çarşamba


Kök söktürüyor bana sevdan
Aç kalmak da neymiş sevdasız kalmanın yanında?
Ya susuzluk,
Kıyaslanabilir mi yokluğunla?

Saat tiktakları neden daha gürültülü artık?
Sen yokken neden her şey fazla
Yahut neden her şey biraz daha kapatmaya çalışıyor yokluğunu...

18 Mart 2014 Salı


Sevgili Yalnızlık Atölyesi sakinleri,

Bundan sonra sizlerle yalnızca yazılarımı değil şiirlerimi de paylaşmaya karar verdim. 

11 Ocak 2014 Cumartesi

Aşk, güvenmekti.

Size güvenilmediğini bilmek ne kadar yaralar bilir misiniz?

Elinizde kalanın 0 olduğunu farkettiğinizde, gözünüzden gözyaşının bile akmaya mecali kalmaz.
Kalbinize binlerce bıçak saplanır gibi olur.
Ne bileyim midenizdeki kelebekler ölürken ruhunuza batar sanki kanatları.
Küçücük bir odaya hapsolmuşçasına nefes alamazsınız.
Kaybetmek ve kazanmak arasındaki terazi nereye gideceğini bilmeden eğilip durur.

8 Ocak 2014 Çarşamba



Aşka kötü diyorlar.neresi kötü bilmiyorum.Ya da neden 
her seferinde acının sebebi olarak suclanıyor anlamıyorum.
(Her şeyin en kötü tarafını düşündüğümüz için sanırım.)

Ama bence aşk tek başına sahilde yürümek gibidir.
Dalgaların sesini, 
göğün mavisini, martıların kanat çarpışlarını doya doya ciğerlerine çekmektir.
Ya da ne bileyim bir şiirin dizelerinde bulmaktır onu.
Bir kaç kere okuyup yine de doyamamaktır. 
Yani aşk; insanın her defasında kurtulmaya çalıştığı ama