Herkesleşme
– Tunç İlkman
Destek
Yayınları
5üzerinden3
Herkesleşme
kitabını kardeşimin isteği üzerine, onun için almıştım yılbaşı öncesinde. Harry
Potter sonrası hafif bir şeyler okumak için kütüphaneden bunu seçmek istedim.
Kitap, karakterin
kendi ağzından anlattığı bir söylemle şekil alıyor. Kitabın arkasında yer alan
yazıya baktığımız zaman bizi bir aşk hikayesinin beklediğini zannediyoruz.
Ancak kitabın bitişiyle ya da bitişine yakın, durumun aslında böyle olmadığının
ayırdına varıyoruz diyebilirim.
Tıpkı babası gibi
ölmeye karar veren Ömer’in, bunu yaparken aslında çok da tanımadığı Harun’dan
yardım istemesiyle başlayan kitap, Harun’un Ömer’e ölmeden önce yapacaklarını
listelemesini istemesiyle devam ediyor ve Ömer aslında en çok yapmak istediği
şeyin Zeyneb’e ulaşmak istediğinden emin oluyor.
Yazarın kullandığı
dilin çok akıcı olduğunu söyleyemem çünkü kurduğu olay örgüsü içerisinde beni
tatmin eden tek bölüm Ömer’in Zeyneb’e verdiği mektup ile başlayan son kısımdı.
“Ne
tuhaf değil mi; en çok da hiç tanımadığımız insanların hakkımızda olumsuz
yargılarda bulunmasından geri durur, kaybı en acı olacak yakınlarımızın neler
düşündüğünü ise çoğunlukla umursamayız.”
Ömer karakteriyle
birlikte yer yer insanın kulağına küpe olacak cümlelerle karşı karşıya kalıyor
ve kasiyer Zeyneb ile çevirmen Ömer’in dışarıdan basit algılanabilecek bir
aşkın derinliğine inmeye çalışıyoruz. Çalışıyoruz diyorum çünkü bu aşkın
farklılığını tam olarak hissettiğimi söyleyemeyeceğim. Kitabın sonunda,
yazarın asıl vermek istediği mesajın zaten aşk teması olmadığını anlıyoruz ama
ben kitabın gidişatı içerisinde daha derinlemesine bir anlatımın tercih
edilmesini isterdim.
Macera tadında bir olay kurgusu
içerisine serpiştirilmiş bir aşk ve toplum eleştirisi ile pekiştirilip
sonlandırılmış Herkesleşme. Bize, aslında nasıl
yargıladığımız diğerlerine döndüğümüzün sinyallerini veriyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder